İftar Sofraları ve Davetleri 2
Eski İftar Sofraları
Ramazan
orucu, Müslüman Türk halkının dün olduğu kadar bugün de en önem verdiği
ibadetlerin başında gelir. Ancak, geçmişte kalan bazı görkemli yanları var ki
onların o günleri yaşamış insanlarımızdan dinlenmesi, yazılı kaynaklarımızdan
taranması milli ve dini kültür değerlerimizin belgelenmesine katkı
sağlayacaktır.
Bu
yüzyılın başlarında Balıkhane Nâzırlığı da yapan Ali Bey’in yazdığı, “On üçüncü
Asr-ı Hicri’de İstanbul Hayatı” adıyla yayınlanan kitapta eski iftar sofraları
ayrıntılı bir şekilde şöyle anlatılır:
“Ramazan
akşamları verilen iftar ziyafetlerinin diğer zamanlarda verilen ziyafetlerden
başlıca farkı, iftar kahvaltısı kısmı olup, halkımızın birbirlerini iftara
dâvetlerinde, yemeğin cinsine ve nefasetine dikkat edilmekle beraber, kahvaltı
tepsisinin en küçük teferruatına kadar intizamına ayrı bir önem verilirdi.
Reçellerin çeşidi, peynir, havyar, zeytin, sucuk, pastırma gibi çerezler, ufak
tabaklarla tepsiye yerleştirilip sinilerin ortasına konulurdu. Mevsimin çeşitli
meyveleri ve salatalar da bunlara mahsus tabaklar içinde, tepsinin etrafına,
muntazam şekilde konulurdu. Zemzem fincanları, Medine hurması, hardal tabakları
konmak suretiyle, iftar sofrası tamamlanırdı; çekirdeğinin yemeklere düşmemesi
maksadıyla, aslında sofranın süslenmesine yardımcı olmak için, limonların
ortasından kesilip, tüller içinde ipek ve renkli kordelâlarla bağlanarak ufak
tabaklara konuldukları da görülmüştür.
DEVAMI VAR....
Yorumlar
Yorum Gönder
adsız, bağlantı ve reklam içeren yorumlar spam olarak algılanır ve yayınlanmazlar.