bir yolculuk, iki mola

Odun köftesi

Salihli odun köftesi
Odun köftesi tarifi
Odun köftesi yapılışı
Geçtiğimiz hafta sonu eşimin yeğeninin düğünü için Ankara’ya gittik. “arabayla mı, uçakla mı gidelim” konulu dört kişilik referandumun ardından arabayla gitmeye karar verdik. Evdeki herkesin hem fikir olmasından ve oh ne güzel, “konarak göçerek, lale sümbül biçerek” havası hakim olunca Cuma sabahı yola çıktık. Yolda giderken ilk molamızı Afyon’da vermeyi kararlaştırdık. Bizim Ankara yolculuklarımızın klasik mola yeri olan “varan tesisleri”nde karar kıldık. Neyse, buraya kadar her şey normal. Park edip arabadan iner inmez daha önce bu tesislerde hiç görmediğimiz sürpriz bir tabela bizi karşıladı. (tabelanın içeriğini paylaşamıyoruz, o tesislerin müdavimi olanlar ne demek istediğimizi anlarlar.) Tesislerin içine girince bir işletmenin el değiştirdikten sonra nasıl dejenere olabileceğinin güzel bir örneğini görmüş olduk. Herhalde bu son uğrayışımız olacak.

salihli odun köftesi
salihli odun köftesi
Asıl hikâyemiz dönüş yolumuzda.

Öğle yemeği saatine denk geleceği için daha önce hiç denemediğimiz meşhur! “Salihli odun köftesi” ni denemek için Salihli’de mola vermeyi kararlaştırdık. Kulak dolgunluğu ve duyumlarımızı değerlendirerek “Değirmen” adlı yerde köftemizi yemeyi planladık. Arabamızı işletmenin yardımcı elemanının gösterdiği yere park ederek oturabileceğimiz masayı, diğer masaların arasında el yordamı ve şaşkın ördek edasıyla dolaşarak bulduk. Çünkü garsonlar yer göstermek bir yana, sizin ne işiniz var burada edasıyla bön bön suratımıza bakıyorlardı.
Masamıza oturduktan sonra ilk iş eşim KGB ajanlarına taş çıkartacak bir araştırma sonucunda lavabonun yerini öğrenebildi. Eşim lavabodayken, garson olduğunu, yanımıza yaklaşıp “eveeet köfte yiyoruz değil mi” ifadesinden anladığımız kişiye siparişlerimizi verdik. Aslında menü standart olmasına rağmen siparişi vermemiz herhalde bir on dakikamızı aldı. Garsonun,“eveeet köfte yiyoruz değil mi” söylemi üzerine bendeniz, “siz de mi köfte yiyeceksiniz” gibi bir espri yapma gafletinde bulundum. Çünkü karşı tarafın şakayı anlayıp çözümleyebilmesi benim ve kızlarımın da çabasıyla on dakikayı buldu.

Üç beş dakika sonra garson, içinde dört adet dışı kömürde yakılmış ama ateşin iç kısımlarına hükmedemediği greyfurt büyüklüğünde domatesler ve kömürde yakılmış beş altı adet sivri biber olan bir tabakla geldi. Domatesleri teker teker bir çatal batırmak suretiyle tabaklarımıza aktardı. Tabakta kalan biberleri de masaya bıraktıktan sonra normal koşullarda tek porsiyon diyebileceğimiz ama dört kişi için gelen çoban salata ve yine bir servis tabağına koyulmuş dört yemek kaşığı ölçüsünde yoğurt bırakıldı. Bizde köftelerimizi beklemeye başladık.
Birkaç dakika sonra, önde bize servis! yapan garson, arkasında elinde tepsiyle bir komi, köftelerimiz geldi. Dört adet tabak içinde en büyüğü başparmak boyutunu geçmeyecek ölçüde beşer adet köfte. Garson köftelerimizi büyük bir maharetle getirdikleri tabaklardan kaydırarak, günümüzde öğrenci evinde bile kullanılmayan melamin tabaklarımıza boca etti. Allah var, afiyet olsun demeyi ihmal etmedi.
Açıkçası daha önce hiç böyle bir köfte yediğimizi hatırlamıyoruz !!. Biz masada daha önce hiç yemediğimiz bir köfte mi, yoksa herhangi bir sokak köftecisinde her zaman yiyebileceğimiz ekmek arası köfte mi, veya acemi ellerden çıkmış bir köfte mi tartışmalarını yaparken hesap geldi. Hesap, bütün tartışmaları sollayarak gündeme oturdu. (yediğimiz kazığa bakınca odun köfte bu olsa gerek diye düşündük) Kısa süren küçük bir şoktan sonra hesabı ödedik.
Tam kalkmakta iken garson elinde bir tabakla yaklaştı, ben Allah var ödediğimiz rakamdan sonra “herhalde işletmenin anahtarını sunmaya geliyor” dedim içimden. Meğerse bu hesabın üzerine, dört adet kürdan ve beyaz ispirtoyla ıslatılmış, suni elyaftan yapılma 15x15 ebadında adına kolonyalı mendil dedikleri şeyler düşmüş payımıza.
köftenin tarifi şoku atlattıktan sonra... 



Yorumlar

  1. garip bir ruh haliyle okudum . İyi sabır göstermişsiniz ben kesin olay çıkartırdım. sevgiler hayırlı cumalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. nedense o gün kasabın bıçağını yalayan koyun gibi saf saf yedik her şeyi. teşekkürler.

      Sil
  2. Güzel anlatım yaşamış gibi oldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsız9/07/2013

      özellikle odun köftesi bölümünü yaşamanızı tavsiye etmeyiz. ziyaret ve yorum için teşekkür ederiz.

      Sil

Yorum Gönder

adsız, bağlantı ve reklam içeren yorumlar spam olarak algılanır ve yayınlanmazlar.

EN ÇOK İLGİ ÇEKEN TARİFLERİMİZ

şalgam yemeği

baba tatlısı (şambaba) tarifi

benye sos

mayasız, yumurtasız ve kabartıcısız poğaça tarifi

taze domates soslu mitite köfte

kumkuat (kumquat) reçeli tarifi

girit çullaması

yoğurtlu gelincik otu kavurması

gül böreği

romesco sos tarifi

daha fazlasını google'dan ARA